1918 Mondros Mütarekesi sonrasında vatan toprağımızın bazı bölgeleri düşman tarafından işgal edilmişti. Anadolu'ya düşman kuvvetleri henüz girememişti. Anadolu’yu işgale başlamak için Samsun biçilmiş kaftandı. Stratejik olarak Karadeniz’den, orta Anadolu’ya açılan en güvenilir ve rahat bir giriş kapısı olabilirdi, Samsun. Bu amaçla İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a asker çıkardılar.

 

Samsundaki küçük bir birlik olan Türk makinalı Tüfek birliği komutanı Hamdi üsteğmen askerleri ile dağa çıkarak mücadeleye başlaması ve bu mücadeleye halkında katılması sonrasında işgal kuvvetleri gözünü bu bölgeye çevirdi. İngiliz yüksek komiserliğinin şikâyetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın, olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi.
Padişah Vahdettin bu görevi tevdi edeceği kumandan Mustafa Kemal Paşa idi. Memleketin dört bir yanında bu işgallere karşı halk direniş göstermekteydi. Mustafa Kemal uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve bir şeyler yapmak için Anadolu’ya geçmek istiyordu. Bu görev onun için bulunmaz bir fırsattı.

Padişah Vahdettin hayati önem taşıyan çok önemli bir kararla, Mustafa Kemal’e ‘’Paşa Paşa bugüne kadar Devlete çok büyük hizmetler yaptın. Yapmış olduğunuz hizmetleri unutun. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir. Paşa, Paşa. Devleti kurtarabilirsin’’ demesi Mustafa Kemal’i hayrete düşürmüştü. Sultan Vahdettin bu güne kadar kandırıldığını anlamış. Devletin ve Milletin bu girdaptan Mustafa Kemal Paşa sayesinde, kurtulacağını sezinlemişti, galiba. Paşa, ‘’Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime, lütfen güveniniz” diyerek, 16 Mayıs 1919 Cuma günü“ Bandırma” adındaki eski bir vapurla, bir avuç vatan aşkı ile tutuşan arkadaşları ile birlikte İstanbul Galata rıhtımından Samsuna doğru demir alır. Onu bekleyen ve ona güvenen Türk milletini arkasına alarak,19 Mayıs 1919 günü Samsuna ayak bastığında görevli bir asker idi. Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra artık asker değil, sivil olarak hareket edecekti.


Ancak Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi Samsundaki durum da pek iç acıcı değildi. Halk kendini koruyacak durumda değildi. Şehir İngilizler tarafından işgal edilerek ele geçirilmiş. Pontus hayalindeki Rum azınlık İngilizlerin desteği ile sokaklarda terör estiriyordu.


Mustafa Kemal Paşa ve 18 arkadaşının almış oldukları bu karar, Türk Milleti için bir dönüm noktası ve kurtuluşun başlangıcı oldu. Millî Mücadele’yi başlatmak, Vatanı düşman işgalinden kurtarmak için meşaleyi buradan yakacaktı, Mustafa Kemal. Bu azim, bu inanç, bu kuvvet onda oldukça önünde hiçbir engel duramayacaktı.


Bugün 19 Mayıs, 4 yıl sürecek olan Kurtuluş savaşının Samsun’da temellerinin atıldığı bir tarihtir. Mustafa Kemal Paşa bu mücadeleden gençlerin katılımı, onların gayretleri ile kazanıldığı için Türk gençliğine armağan etmiştir.
Atatürk’ün gençliğe söylediği aşağıdaki bu sözler hepimiz için bir rehber olmalıdır: “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir” demiştir. Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmek, onu hissetmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları bilmek ve bugünlere gelene kadar vatanın kurtarılması için verilen şehitlerimizin anısını yaşatmak için ve 19 Mayıslara sahip çıkmak biz gençlerin görevidir. 


Bu günü bizlere armağan eden, ulu önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, ün emaneti, emanetimizdir. Vatanı koruyacak, kollayacak biz gençleriz. Geçmişte böyle oldu, gerekirse gelecekte de böyle olacak. Üzerimize düşen en büyük görev ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesine getirmektir. Gençlerimiz bu ideali vatan görevi olarak bilmeli. Bizlere verilen emaneti ancak böyle koruyabiliriz.
Böylelikle, gençlerimize armağan edilen,19 Mayıs Atatürk’ü anma ve gençlik bayramımızı cani gönülden kutlarım.

Efraim Pala