Mudanya Mütareke binası imza salonundaki duvarda duran atlas kumaş üzerine yazılmış bir beyit. Şiirde şunlar yazıyor;

“Hak tecelli eyleyince her işi asan eder
İsteyince bir muradı lahzada ihsan eder”

Allah Tealanın kullarına lutfettiği yardıma “MAUNET” denir.


MAUNET, imkansızın mümkün, olmazın olur, kara gecelerin aydınlığa çıkmasıdır. Acaba tarım memuru Yusuf Bey’in hemşiresi (kız kardeşi) olan hanımefendinin atlas kumaş üzerine kendi eli ve gözyaşlarıyla işlemiş olduğu bohçanın Mütareke Binasının müzakere odasında ne işi var?

Kadri Söğütlü - Yunanlıların Mudanya'mızı İşgali Sırasında Yaşanan Sırlı Olayı Anlatıyor

Bu ibretli hikayeyi geliniz birlikte yad ederek tarihin tozunu üfleyelim.

Yıl 25 Haziran 1920 İngilizler Mudanya’yı işgal eder. Mudanyalı bir yiğit Canip Oğlu Şükrü Çavuş tek başına Kadı Çeşmesi civarında mavzerini ateşler ve İngiliz irtibat subayı bir zabit ve bir neferi itlaf eder. Maalesef açılan yaylım ateşi sonrası şehit olur...

Tarih 6 Temmuz Salı 1920 (Rumi 1336) İngilizler çekilip yerine Yunan birliklerinin Mudanya’yı işgali başlar. Mudanya için kapkara günler başlamıştır. Yunan işgali esnasında işgalci askerler sağa sola rastgele ateş edip halkı evlerine hapsettiler.

Ankara’nın taşına bak,
Gözlerimin yaşına bak,
Yunan bizi esir almış,
Şu feleğin işine bak......

Tamda bu hengamede Mudanyalı bir kızımız sokakta Yunan askerlerinden kaçarak boş bir eve sığınmıştır. Onu gören askerler hemen evin etrafını kuşattılar.

Kim yardım edebilirdi bu kızcağıza?

Korkudan titreyen sesiyle “Ayetel Kürsiyi” okuyan bu kızımız şöyle dua etmiş;
“Yarabbi, kimsenin kimseye yardım edemediği şu anda ben ancak sana sığınır ve ancak senden yardım dilerim. Beni ve namusumu senden başka koruyup yardım edecek yoktur.”

Ve askerler evin içine girerler. Korkudan bir köşeye sinmiş olan kızımız bir anda dehşet ve hayret içinde kalır. Zira hiçbir Yunan askeri onu görmemektedir. Ve hemen aralarından çıkar, doğruca evine gelir. Kapıyı çalar evdeki abisi tarım memuruYusuf Bey ve yengesi tereddütle “Kim O” derler ve kızımız hıçkırıklarla evine girer.

Aile şaşkın, korku ve merak içerisinde “Kızım ne oldu? Sana gavurlar bir şeyler mi yaptı?” diye sorar. Bir müddet sonra kızımız kendine gelir ve başından geçenleri anlatır. Ağabey Yusuf Bey Allah Tealanın bu yardım ve mauneti karşısında şu beyti okur;

“Hak tecelli eyleyince her işi asan eder
İsteyince bir muradı lahzada ihsan eder”

Kızımız bundan sonraki günlerde çeyiz sandığından bir atlas (İpekli Kumaş) bohça alır ve ağabeyinden duyduğu o beyti kumaşa işleyerek gözyaşlarıyla birlikte yazar ve çeyiz sandığına koyar.

İKİ YIL SONRA

Tarih 11 / 12 Eylül Salı / Çarşamba 1922 Yüzbaşı Abidin Bey (Akıncı) emrine birkaç manga asker ile Mudanya’ya girer ve Mudanya savunmasını Mudanyalılarla organize eder.

Ertesi gün öğle saatlerinde Halit Paşa maiyeti ve askerleriyle Yunanlıları Tirilye istikametine sürer. Pek çok esir ve savaş ganimetiyle birlikte Mudanya kurtulmuş olur.

Ve nihayet mütareke günü Alexader Galyanof isimli zengin bir tüccarın deniz kenarındaki evi (Mütareke Binası) İngiliz, Fransız, İtalyan ve Türk komutanları Mütareke görüşmeleri için hazırlanırken evin tefriş edilmesi esnasında tarım memuru Yusuf Bey’in hemşiresinin gözyaşlarıyla işlediği o yazılı bohçayı müzakere odasının sağ üst köşesine asarlar.

Değerli Mudanyalı kardeşlerim,

Allah Teala'nın yardımının açık bir nişanesi olan gözyaşlarıyla işlenmiş bu bohça sessizliğin sesi, insanların kalbine fısıldayan ulvi bir mesajdır. Bu mesajı can kulağınla sen de duy.

O bohça senin için sadece duvara asılı bir obje değildir, tarihten ve yaşanmışlıklardan bize haber veren sırlı bir mesajdır.

Anlayıp görebilene ve ibret alabilene selam olsun.

KADRİ SÖĞÜTLÜ

 

KAYNAKLAR;

1- Ali Galip Takça “Hatıratı”
2- Öğretmen Halil Bey’in anlıları Doktor Murat Kuter
3- Kırtasiyeci Cemil Amca (Dündar Parmaksızoğlu’nun Babaları” Hatıratı
4- Mütareke Müze Evi’nde uzun yıllar görev yapan Ferhunde Işık (Murat & Serhat Işık’ın annesi) ile yapılan mülakat (Allah cümlesine rahmet eylesin) 

Mudanya Mütareke Müze Evi Maunet  - “Hak tecelli eyleyince her işi asan eder. İsteyince bir muradı lahzada ihsan eder”