-
Muharrem İnce

Daha 5 ay öncesine kadar Ekrem İmamoğlu ismini Beylikdüzü’ nde ki vatandaşların haricinde birçoğumuz duymamışızdır. 31 Mart yerel seçimlerinde birçok popüler isim varken, CHP Genel Başkanı ve kurmayları tarafından, Ekrem İmamoğlu’nun CHP adına İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı adayı olarak seçilmesi şaşkınlık yaratmıştı.

Beylikdüzü’n den yanan bir ışığın İstanbul semalarını aydınlatacağını, parti kurmayları çok iyi görmüşler. Pe ki bu ışık nasıl doğdu, biraz yakından inceleyelim.

1970 yılının haziran ayında Trabzonlu bir köylü çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı Ekrem İmamoğlu. Toprağa, denize ve futbola tutkunluğu 7 yaşlarında başladı. Okul sıralarını paylaştığı bazı arkadaşları çocuk esirgeme kurumundan gelen yetim öğrencilerdi.12 yaşında iken Kurtuluş savaşını dedesinin dizinin dibinde dinlerken de, ders kitaplarında Atatürk’ü anlamaya çalışırken de, yaz tatillerinde gittiği Kur’an kurslarında da bitmeyen bir istek ile daha fazla öğrenmeyi ve daha fazlasını anlamaya çalışıyordu. 15 yaşında Trabzon Lisesi futbol takımına seçilerek takım olmanın, başarılı olmanın ve sorumluluk yüklenmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu tattı. Üniversite öğrenimi sırasında bile Kıbrıs’ın Türk ocağı futbol takımında kaleyi koruyarak futbol oynamaya devam etti. Üniversite yıllarında sosyal demokrat düşüncesine ilgi duymaya başladı.1990 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce işletme bölümünde eğitime başladı. Gıda işi de yaptı, köfte satışı da yaptı, sonralarında inşaat ve taahhüt işleri yapan aile şirketinde çalışmaya devam etti.

25 yaşlarında baba olmak ve aile kurmak amacı ile evlendi. Bugün evli ve 3 çocuk babası olan Ekrem İmamoğlu, 38 yaşına kadar CHP seçmeni idi. 38 yaşından sonra CHP üyeliği ile siyasi hayatına başladı. Beylikdüzü CHP ilçe başkanlığına seçildi. 5 yıl ilçe başkanlığı sonrasında Beylikdüzü halkı Ekrem İmamoğlu’na Belediye Başkanı görevini tevdi etti.

Başarının formülünü ‘’çok çalışmak, dürüstlük ve samimiyet’’ olarak benimsedi.

Belediye başkanlığı sırasında halkını ailesinden biri gibi gördü, İstanbul’un bir köşesinde yıllarca ihmal edilmiş olan semtini örnek bir yaşam alanı haline getirdi. Onun yönetiminde ağacın yeşili, betonun grisini yendi. Onun yönetiminde darda olan ve zorda kalan vatandaşların yüzü güldü. Böylelikle her kesimden insanın gönlüne girmeyi başardı. Çok çalışarak, samimi ve dürüst davranarak bir kentin cehresinin nasıl değiştirilebileceğini gösterdi. Şimdi ise 48 yaşında hayallerinin şehri olan İstanbul’u yönetmek ve hayallerinin ötesine taşımak için kollarını sıvadı.

Sayın Cumhurbaşkanının dahi itiraf ettiği ‘’İstanbul’a ihanet ettik’’ özeleştirisinden sonra, 17 yıl süre içinde Ak Partili Büyükşehir Belediye Başkanlarının İstanbul’u iyi yönetemedikleri de tescillenmiş oldu. İstanbul’da yaşayan vatandaşlarda, Belediye Başkanlarındaki metal yorgunluğunu görmüşler. Böylelikle tercihlerini genç, dinamik, çalışkan, dürüst bir yönetici olan adaydan yana kullanmışlardır.

Sandıktan çıkan oyların sahibi olan bu genç insan, İstanbul’da yaşayan her kesimdeki insanın kalbine girmeyi istiyor. ‘’Biz size hükmetmeye değil, sizinle birlikte İstanbul’u yönetmeye geliyoruz’’ demesi de şeffaf olacağını gösteriyor. İstanbul’un öncelikle trafik ve ulaşım sorununu halledeceğini, tarihi ve kültürel değerlere önem vererek, halkının refah seviyesini yükselteceğini, kent yaşamındaki gri tonu azaltıp yeşili arttıracağını, kent yoksulluğu ile mücadele edeceğini, kentsel planlama ile çevre imar ve deprem sorununu çözeceğini projeleri ile anlattı.

Hepimizin yaşadığı bu heyecana, bu umuda ve geleceğine daha iyi bakmak isteyen bizlere bir ışık doğuyor. Bu umut ışığının sönmemesi ve sürekli canlı tutulması için hepimizin gerekçeleri vardır. Bizler vatandaşlar olarak, zaman içinde bu ışıktaki gelişmelerin takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Saygılarımla

Efraim Pala

Pin It