BURSA – Mudanya’nın Mesudiye Mahallesi’nde Mudanya Belediyesi tarafından gerçekleştirilen yıkım işlemi, bölgede gerilim yarattı. İmar Yasası’na Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu “Belediye, Vatandaşa Tuzak Kurdu” dedi.

BURSA – Mudanya’nın Mesudiye Mahallesi’nde Mudanya Belediyesi tarafından gerçekleştirilen yıkım işlemi, bölgede gerilim yarattı. İmar Yasası’na Takılanlar Derneği: “Belediye, Vatandaşa Tuzak Kurdu” dedi.

 

Vatandaşların yürütmeyi durdurma başvurusu sürecinde olmasına rağmen yapılan yıkım, bölge halkı, sivil toplum kuruluşları ve İmar Yasası’na Takılanlar Derneği tarafından sert sözlerle eleştirildi. Dernek Başkanı İbrahim Hacıoğlu, yıkımı “sinsi, planlı ve vatandaşın iradesini hiçe sayan bir operasyon” olarak tanımladı.

Yıkım sabaha karşı gerçekleşti

İddiaya göre, 23 Haziran sabahı erken saatlerde jandarma birlikleri Mesudiye Mahallesi’ne giriş yaptı. Bölgeye kepçe getirmeyen Mudanya Belediyesi ekipleri, evde yaşayan vatandaşlara “yalnızca tutanak tutacağız” diyerek içeri girdi. Ancak kısa süre sonra mahalle dışında bekletilen kepçe içeri alındı ve henüz hukuki süreci tamamlanmamış bir yapının yıkımı gerçekleşti.

Yıkım sırasında vatandaşlar evlerini boşaltmak istemeyince, güvenlik güçleri müdahale etti. Mahalle sakinlerinin bir araya gelmesini önlemek için bölgede bir otobüs dolusu asker de hazır bekletildi.

Dernek Başkanı Hacıoğlu: “Bu bir tuzaktır”

İmar Yasası’na Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu yaptığı açıklamada, uygulamanın yalnızca fiziki bir yıkım olmadığını, aynı zamanda vatandaşın iradesine ve hukuka yapılan bir müdahale olduğunu savundu. Hacıoğlu, “Mudanya Belediyesi, yürütmeyi durdurma başvurusu yapılmış, hatta bazıları için olumlu karar çıkmış dosyaları hiçe sayarak, vatandaşın evini, emeğini ve hayallerini yıktı” dedi.

Belediyenin yıkım sırasında kepçeyi ve jandarmayı mahalle dışında bekletmesini “önceden planlanmış bir algı oyunu” olarak nitelendiren Hacıoğlu, “Vatandaşların bir araya gelmemesi için valiliğin yürüyüş ve toplantı yasağından da faydalanıldı. Bu bir plan dahilinde yapılmış, sinsice yürütülmüş bir yıkımdır” ifadelerini kullandı.

“Belediye imar planı yapmadı, vatandaş mağdur oldu”

Hacıoğlu, 2012 yılında çıkan Büyükşehir Yasası ile köy statüsünden mahalleye dönen yerleşimlerde imar planı yapılmasının yasal zorunluluk olduğunu hatırlatarak, Mudanya Belediyesi’nin bu görevi yerine getirmediğini savundu.

“Belediye, imar planlarını zamanında yapmayarak asli görevini ihmal etmiştir. Şimdi de kendi kusurunun faturasını vatandaşa kesmektedir. Bugün Mudanya’da binlerce yapı plansızlık nedeniyle ruhsatsız durumda. Ya hepsini yıkacaksınız ya da çözüm üreteceksiniz. Seçici uygulama adalete aykırıdır” dedi.

Belediye: “Mevzuata aykırı yapıydı”

Mudanya Belediyesi ise sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Mesudiye Mahallesi’ndeki yapının “kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında ve ruhsatlandırılması mümkün olmayan bir bölgede” yer aldığını belirterek, yıkımın mevzuat çerçevesinde gerçekleştiğini savundu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kamuya ait alanları korumak ve kaçak yapılarla mücadele etmek amacıyla yasal süreçleri titizlikle uygulamaya devam ediyoruz. Vatandaşlarımızdan doğayı ve kamu hakkını gözeterek mevzuata aykırı yapılaşmalardan kaçınmalarını önemle rica ediyoruz.”

“TBMM’de iki yasa teklifi bekliyor”

Hacıoğlu, yapı kayıt belgesi iptalleri ve kırsal mahallelerdeki kaçak yapı sorunlarının çözümü için TBMM komisyonlarında bekletilen iki ayrı yasa teklifinin bir an önce gündeme alınması gerektiğini belirtti.

“Vatandaş anayasal hakkı olan konut edinme ve barınma hakkını kullanırken cezalandırılıyor. Meclis, bu sorunları çözecek adımları bir an önce atmalı. Suni gündemler yerine gerçek sorunlara odaklanılmalı” dedi.

Gerilim tırmanıyor

Vatandaşların 23 Haziran’da Mudanya Belediyesi’ne giderek Belediye Başkanı ile görüşmek istemelerine rağmen, Başkan’ın bina dışına çıktığı ve taleplerle doğrudan muhatap olmadığı ifade edildi. Bu durum, bölge halkında “yalnız bırakıldıkları” yönünde büyük tepkiye neden oldu.

Mesudiye Mahallesi’nde yaşanan son yıkım, yalnızca bir yapı meselesi değil, aynı zamanda Türkiye genelindeki kırsal yerleşimlerdeki imar karmaşasının da çarpıcı bir örneği olarak gündemdeki yerini koruyor. Gözler şimdi hem Mudanya Belediyesi’nin tutumunda, hem de TBMM’de bekleyen imar düzenlemelerinde.