Mudanya, tarihi, doğası ve kültürel dokusuyla Marmara’nın en özel ilçelerinden biri. Ancak bu güzelliklerin gölgesinde, uzun yıllardır süregelen bir sorun halkın sosyal yaşamına gölge düşürdüğü gibi bir arpa boyu bile ilerleyememesine neden oluyor:

Mudanya, tarihi, doğası ve kültürel dokusuyla Marmara’nın en özel ilçelerinden biri. Ancak bu güzelliklerin gölgesinde, uzun yıllardır süregelen bir sorun halkın sosyal yaşamına gölge düşürdüğü gibi bir arpa boyu bile ilerleyememesine neden oluyor:

Radikal siyasi görüş ayrılıkları.

İlçede yaşayan Mudanyalılar, günlük hayatın ekonomik ve sosyal zorluklarını paylaşırken, göz önünde olan bu sorunların çözümüne odaklanmak yerine tartışmaların ekseni çoğu zaman “kim söyledi?” hatta basın mensuplarına suikast misali “sana bu haberi kim yaptırdı?” noktasına kayıyor.

Ortaya konulan sorunların kendisi tartışılmak yerine, dile getiren kişiler “yandaş, partizan, o’cu, bu’cu” etiketleriyle kategorize ediliyor. Bu da gerçek çözüm arayışlarını zayıflatıyor. Odak saptırılırken problem olduğu yerde durmaya devam ediyor.

Oysa Mudanya halkı, günlük yaşamda siyasi duruşu, görüşü ne olursa olsun ortak sıkıntılarla yüz yüze. Trafik yoğunluğu, kentsel altyapı ve donatı sorunları, deprem bina riskleri, sosyal alan yetersizlikleri, sahipsiz sokak hayvanları, yaya yolu kaldırım işgalleri… Bu problemler siyaset üstü ortak gerçekler. Ancak ilçede siyasi görüş bağımlılığı öylesine kökleşmiş durumda ki, sorunların çözüm yolları çoğu zaman göz ardı ediliyor. Ortak akıl üretmek yerine, konuyu gündeme taşıyan kişiye yönelik suçlamalar öne çıkıyor. Bu durum, halkın karşı karşıya kaldığı temel meselelerin çözülmesini engellediği gibi, toplumsal kutuplaşmayı da derinleştiriyor.

Hayal edin; Mudanya’da farklı görüşlerden insanlar, ortak sorunlar için birlikte hakkaniyetle çaba gösterebilse… Etiketler bir kenara bırakılıp, herkesin yaşamını kolaylaştıracak projelere ilçenin sahip olduğu sınırlı kaynaklarla öncelikli sorunların çözümü için samimi olarak odaklanılsa… Böyle bir ortamda kazanan yalnızca belli bir kesim değil, tüm Mudanya halkı olurdu. İlçede huzur, ekonomik canlılık ve sosyal yaşamın kalitesi artardı. Daha yaşanabilir bir Mudanya meydana getirilebilirdi. İşte bu, siyaset üstü bir vizyonla mümkün olabilir. Ancak halk arasında söylenen şekliyle “her gelen küpü boş geliyor ve aynı cenahtan olanlara kaynak aktarımı için kalıcı olmayan, ilçeye yararı olmayan, sorunlara çözüm üretmeyen popülist icraatlar sahneleniyor”algısı kalplerde kök salıyor. Toplumsal çürümeye kapı aralanıyor.

Mudanya halkı artık şunu görmeli: Sorunları dile getirenleri suçlamak ya da kategorize etmek kimseye fayda sağlamıyor. Aksine, bu yaklaşım gerçek çözüm yollarını daha da uzaklaştırıyor.

Hatta bazı kesim öylesine pusmuş, bezmiş ki sağlığını bile tehdit edebilecek yerel sorunlar karşısında yasal mercilere başvurmaktan bile imtina ediyor. İlla bir basın mensubu dile getirsin istiyor. Tabi sorunu gündeme taşıyan basın mensubunun siyasi radikaller tarafından uğrayacağı linç çekirdek çitlenerek izlenecek bir durum olarak algılanıyor.

Bugün yapılması gereken, “kim söyledi?” ya da “sana bu haberi kim yaptırdı?” sorusuna takılmadan, somut gerçekleri dikkate alarak “nasıl çözebiliriz?” sorusunu gündemin merkezine koymak. Bu yaklaşım hem yerel yönetimlerin hem de vatandaşların sorumluluğudur. Eğer Mudanya gerçekten daha yaşanabilir bir şehir olacaksa, siyasi görüş ayrılıklarının gölgesinde değil, ortak sorunların çözümünde birleşmekten başka yol yok.

Ancak kangrenleşen rantsal ve siyasal nedenlerden dolayı ben bu ortamı Mudanya’da göremiyorum.

Öner KIRAN

27-08-2025