mudanya.gen.tr - İtibar Yönetimi Enstitüsü Başkanı Orhan Samast, mudanya.gen.tr'de Gazeteci Öner Kıran'ın sorularını yanıtlayarak Mudanya siyasetinden itibar yönetimine, gençlik projelerinden devasa arazi satış niyetine kadar pek çok konuda dikkat çekici tespit ve analizlerde bulundu. Samast, Mudanya'nın yerel yönetim süreçlerini, siyasetçi profilini ve kentteki "kayıp yıllar" meselesini masaya yatırdı.
İtibar Yönetimi Enstitüsü Başkanı Orhan Samast ile Mudanya Üzerine Kritik Sohbet:
"Halkın Güvenini Kazanmak En Büyük Sermayedir"
1976 Mudanya doğumlu olan Orhan Samast, kendisini Mudanya'ya hizmet etmiş iyi bir Mudanyalı olarak tanımlamaktadır. Gazeteci Öner Kıran ile olan tanışıklığının eskilere dayandığını belirten Samast, 15 yaşlarında Kıran'ın radyosuna mektuplar gönderdiğini, zira o dönemde en hızlı iletişim aracının mektup olduğunu ifade etti. Samast, aynı zamanda 1995-1996 döneminde Radyo Poyraz’ın internet sitesini yapan ilk bilişimci olduğunu hatırlatarak, bu sitenin Mudanya'daki yerel bir kuruluşun dijitalden dünyaya açılması anlamına geldiğini vurguladı.
İtibar Yönetimi ve Güvenin Önemi
Samast, itibar kavramının temelinde güven olduğunu belirtti. Bir kişinin güvenilirliğinden bahsedilirken, o kişinin yetkinliklerinin ve mizacının çok kıymetli olduğunu söyledi. Samast’a göre, yetkin olmayan bir kişi için uzun vadede güven ve itibar oluşturmak kolay değildir ve bu derinlik gerektirir. Siyasette ise, halkın güvenini kazanmanın bir siyasetçi için en büyük sermaye ve en büyük kazanım olduğunu dile getirdi.
İtibarı soyut gibi görünse de aslında çok somut bir kavram olarak nitelendiren Samast, itibar seviyelerinin artık ilmi tarafta belli parametrelerle ölçülebildiğini ekledi. Yeni nesillerin (Z kuşağı) konulara güçlü/zayıf gibi kavramlardan ziyade, algılar ve deneyimler üzerinden baktığını da gözlemlediğini belirtti.
ORHAN SAMAST - ÖNER KIRAN VİDEO RÖPORTAJ
Yerel Siyaset Tecrübesi ve Hizmetin Değeri
Samast, Adalet ve Kalkınma Partisi'nde Mudanya İlçe Başkanlığı görevi yaptığını ve bu süreçte iki genel seçim ve bir yerel seçim tecrübesi yaşadığını kaydetti. Mudanya’ya hizmet etmenin keyfinin, dünyanın en iyi yerini görmekten veya en lezzetli yemeğini yemekten bile daha değerli olduğunu, özellikle yaşlı bir teyzenin hayır duasını almanın hiçbir yerde bulunmayacak bir kıymeti olduğunu ifade etti. Samast, kendisinin bir "görev adamı" olarak atandığını ve görev süresi dolduğunda devretmesinin örnek teşkil etmesi açısından anlamlı olacağı düşüncesiyle görevi teslim ettiğini belirtti.
Eleştiri Kültürü ve "Palavra Siyaseti" Uyarısı
Eleştirinin, daha iyiyi arayanların temel özelliği olduğunu düşündüğünü söyleyen Samast, siyasette ise nezaketi korumanın bir erdem olduğunu ve dozajı ayarlamanın her şeyin ana noktası olduğunu vurguladı. Dozaj kaçtığı zaman faydalı olabilecekken zarar vermeye başlandığını belirtti.
Samast, geçmiş dönemlerde Mudanya’da "üfürük siyaseti" (palavra siyaseti) yapıldığını, halka vaatler verilip sonra dönülüp gidildiğini ve bu durumda siyasetçinin mahcup olacağını söyledi. Bu bağlamda, siyasetçilerin uzun vadede itibarını yönetmek için sadece nezakette değil, vaatte de dozajın korunması gerektiğini ve verdikleri sözlerin ne kadarını tuttuklarını kontrol etmeleri gerektiğini ifade etti. Samast, geçmiş dönemlerin bazı uygulamaları için "kayıp yıllar" ifadesini kullandı.
Devasa Arazi Satış Kararına Sert Eleştiri
Mudanya’nın mevcut kaynaklarla arazi satmak dışında bir çözüm üretemediğini (bunu günü kurtarma olarak nitelendiriyor) ve beş yılın sonunda tek hesabın ne kadar arazi satıldığı ve ne kadar harcandığı olacağını öne sürdü.
Samast, özellikle son dönemde gündeme gelen 803.162 m²’lik devasa büyüklükteki arazi satış niyetini sert bir dille eleştirdi. Daha önce de Hayri Türkyılmaz'ın belediye başkanlığı döneminde 108.000 m² ve Deniz Dalgıç'ın belediye başkanı olur olmaz Hasköy'deki 35.000 m²'lik bir yerin 312 milyon TL'ye satıldığını hatırlattı. Samast, elde kalanların sadece "saman alevi projeler" olduğunu savunarak, Mudanya'da bir önceliklendirme problemi olduğunu vurguladı.
Belediyenin finansal çıkmazına dikkat çeken Samast, maaşları ödeyemeyecek duruma gelindiği için satış yapma mecburiyetini anladığını, ancak bu kadar satılık arazi varken sokak hayvanları köyü gibi hizmetlerin kendi arazileri üzerinde yapılması gerektiğini savundu. Finansal çıkmazı aşmanın daha sorumlu bir yolu olarak, arazi satışlarının kanunen şartlı satış usulüyle yapılması, yani projenin maliyetinin hesaplanıp sadece bu miktar için satış yapılması gerektiğini söyledi. Bu büyük satış niyetlerinin "gelen gideni aratır" endişesi yarattığını belirtti.
Mevcut Belediye Başkanına (Deniz Dalgıç) Stratejik Tavsiyeler
Samast Gazeteci Öner Kıran'ın sorusu üzerine İtibar Yönetimi Enstitüsü Başkanı olarak mevcut belediye başkanına yönelik tavsiyelerini sıraladı:
1. Gerçeklerle Yüzleşme ve Şeffaflık: Başkanın ilk olarak "batık bir belediye" gerçeğiyle yüzleşmesi ve bu yük tek başına taşınamayacak kadar büyük olduğu için problem listesini Mudanyalılarla paylaşması gerektiğini ifade etti; "gereksiz fevriliğe" gerek olmadığını söyledi. Bu yapının ayağa kaldırılması için şeffaf bir strateji belgesiyle hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
2. Kamu Kurumlarıyla Entegrasyon: Devlet kurumlarının tüm gücünün Mudanya'ya seferber edilmesi gerektiğini, bunun için de kamuyla iletişim kurulması gerektiğini vurguladı (örneğin Trilye ve Mudanya stadyumu gibi konularda İl Spor Müdürlüğü ile işbirliği). Kamuyla görüşmeyen, proje yapmayan bir yapının problemli olduğunu kaydetti.
3. Özel Sektör ve Hayırsever Katkısı: İstihdamı yaratacak özel sektörün ve hayırseverlerin belediyenin eksiklerini gidermesi için entegrasyon sağlanması gerektiğini, yap-işlet-devret modellerinin uygulanabileceğini söyledi. Örneğin, çöp kamyonu gibi ihtiyaçlar için Mudanya ve Bursa'da bağış yapacak çok sayıda STK ve iş adamı olduğunu belirtti.
4. Bursa STK'ları ile İşbirliği: Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) gibi devasa kurumların Mudanya’ya davet edilmesi ve onlarla işbirliği projeleri geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
5. İletişim ve Yatırım Dengesi: Başkanın ajansların elinde bir oyuncağa dönüşmemesi gerektiğini, iletişim bütçelerinin yatırımla dengeli olması gerektiğini vurguladı. İtibar yönetiminin, algı yönetimini değil, hakikati önceliklendirmesi gerektiğini kaydetti.
Samast ayrıca, Mudanya'da turizm altyapısının geliştirilmesi, yatak kapasitesinin artırılması ve sağlık turizmi gibi alanlarda hedefler belirlenip kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini de ekledi.
Atatürk Bilgi Bankası ve Kurumsallaşma Çalışmaları
Samast, 90’ların sonunda internetteki içerik boşluğunu doldurmak amacıyla Forsnet şirketi altında Atatürk Bilgi Bankası'nı ve diğer bilgi bankalarını (Çanakkale Savaşları, Osmanlı Tarihi) yaptıklarını açıkladı. Bu çalışmaların içeriğinin hazırlanmasının yaklaşık 18 ay sürdüğünü belirtti.
Bu bilgi bankaları içeriğiyle yüz binlerce öğrencinin eğitimine katkıda bulunduklarını ifade etti. Samast, Atatürk Araştırma Merkezi gibi kurumların geçmişte "kirada, salaş ortamlarda" süründüğünü bilmesine rağmen, son dönemde Cumhurbaşkanlığı desteğiyle pırıl pırıl bir kampüse dönüştürüldüğünü, bütçelerinin sağlandığını ve yasal düzenlemelerinin yapıldığını gözlemlediğini aktardı. Bu sayede kurum ciddiyetinin oraya yedirildiğini ifade etti.
Mudanyalılara Son Tavsiye: Anlık Denetim Sorumluluğu
Samast, Mudanyalıların artık sadece sandıkta oy kullanıp işine dönme devrinin bittiğini, Mudanyalıların gelinen kritik durumda her an, her zaman anlık denetleme sorumluluğu olduğunu söyledi. Vatandaşların, belediye meclis toplantılarını mutlaka izleyerek, dilekçeler vererek ve yöneticilerin ensesinde nefeslerini hissettirerek (sürekli takip ederek) konuların içinde olması gerektiğini vurguladı.
Orhan Samast Mudanyalıların geçmişten ders alması gerektiğini belirterek, söyleşiyi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün "Tarih ihtiyatsızlar için, tedbirsizler için acımasızdır" sözüyle sohbeti sonlandırdı.
