Bursa çok ama çok zorlu pandemi koşulları ile boğuşuyor. 3 milyonu aşan nüfusu ile, 18 organize sanayi bölgesi bulunan, çalışanların toplu olarak kalabalık ortamda çalıştığı, fabrika yemekhanelerinde yemek yediği, şehir merkezinin ve cazibe merkezi alanlarının nüfusa oranla çok küçük ve de dar olduğu Bursa’da, toplu ulaşımın yetmediği, insanların her gün üst üste yolculuk ettiği, 15-16 kişilik servislerle işlerine gidip geldiği Bursa’da, tam kapanma gelmedikçe korona belası ile başedilmesi bence imkansız.

Bursa’da da çoğu şehirde olduğu gibi hastaneler şimdiden dolu, sağlık emekçileri inanılmaz yorgun ve bitkin.

Hal böyleyken;

Birde, metropol kentlerin doğasında olduğu gibi, Bursa’da da hizmet sektörü dediğimiz geniş bir iş alanı var. Lokantalar, kafeler, meyhaneler, çay bahçeleri, gece kulüpleri, okul kantinleri, düğün salonları, fotoğrafçılar, büyük-küçük organizasyon işi yapanlar, müzisyenler, seyahat acenteleri, özel tiyatrolar, özel sanat atölye ve kursları, oteller, tüm bu sektörlere ürün, mal tedariği yapan esnaflar, şirketler, bu sektörlerin reklam ve tanıtımını yapan ajanslar, yerel radyolar, yazılı görsel medya ve internet medyası ve aklıma gelmeyen çeşitli alanlarda iş sahibi ve bu sektörde çalışan emekçiler inanın çok ama çok zor durumda. Genel olarak hizmet sektörü dediğimiz bu iş sahasının emekçilerinin çok büyük kısmı maalesef ya kayıt dışı, ya sezonluk ya da yarı zamanlı çalışmaktadır.

Ne var bunda derseniz, sosyal güvenlikten yoksunlar yani derim. Hani şu aylık verilen 1268 liralık kısa çalışma ödeneğinden de faydalanamazlar, ücretsiz tedavi de olamazlar, ilaç da alamazlar. Hatta covid-19 testini devlet hastanesinde bile ücretsiz yaptıramazlar.

Bu insanların içinde ailesini geçindiren, çocuk okutan, bebeği olan, hastası olan, evlenme hayali kuran, onbinlercesi var.

Ayrıca ülke genelinde olduğu gibi, pandemi öncesinde de sosyal yardım olmadan yaşayamayan, aylardır, yıllardır işsiz olan onbinler olduğu da hepimizin bildiği bir gerçek.

Ülkemizin yıllardır çizilen pembe tablo içinde olmadığını yeni anlıyor halkımız. Zor durumdayız. Canımızla, işimizle, aşımızla sınandığımız günlerden geçiyoruz.

Ben olsam dedim yazımın başlığında. Evet ben Bursa’da muhalefetin başında olsam, böylesine olağanüstü bir ortamda, siyaseti bir kenera bırakır, 3’ü CHP’de, 15’i AKP’de olan tüm belediye başkanlarına bir çağrıda bulunurdum;

“Gelin nisana kadar “pandemi ve ekonomi” alanında siyaseti, siyasi kavgayı bırakalım. Bir araya gelelim, kaldırımı, asfaltı, spor, kültür tesislerini, büyük yatırımları, gereksiz ya da ötelenebilinen harcamaları bir kenera koyalım. Her belediye, zaten yardım ettikleri insanlarla beraber, az önce yazdığım, on binlerce insana parasal destekte ve diğer sosyal alanlarda yardımda bulunsun. Gerekirse yemek verelim, ilaçlarını alalım, uzaktan eğitim içim internet sağlayalım, tablet, bilgisayar verelim, faturalarını ödeyelim. En basitinden, Besaş ekmek dağıtsın, BUSKİ 4 ay fatura çıkartmasın, her belediye esnafla işbirliği ile evlere yemek dağıtsın vesaire.

Gücü, personeli yetmeyen belediyenin yardımına başka belediye koşsun. Bursa birlik olsun, tüm ülkeye örnek olsun, 4 ay sonra siyasete kaldığımız yerden devam ederiz. Depremde nasıl birlik olabiliyorsak şimdi neden olmasın. Bu gidişle pandeminin depremden farkı kalmayacak.”

Ve bu işi belediyeler yaparsa, sivil toplum örgütleri ve maddi durumu iyi olan herkes katkı koyar.

Özellikle AKP ve MHP’liler kızmasın, hiç savunma yapmasın. Durum ortada, devletin bu insanlara destek verecek maddi gücü yok. O zaman herkes kendi kapısının önünü süpürsün. Sonra siyasi kavgaya devam ederiz.

Saygılarımla,

M. Serhat Işık

Pin It

Zeytin OTOPARK MUDANYA RUHSATLI

BİÇER SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ
BİÇER SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ
BİÇER SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ
BİÇER SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ
Mudanya Nöbetçi Eczaneleri

Sosyal medyada bizi takip edin

facebook'ta mudanya.gen.tr'yi takip edin twitter'da Mudanya.gen.tr'yi takip edin youtube'da mudanyagentr'yi takip edin

Bu hafta öne çıkanlar